Tuluy bey keyİf notlarI
 
 
Bu yazımda size Temmuz ayında Fransanın batı sahillerine yaptığım keyifli ve lezzet dolu gezimin bir bölümünden bahsedeceğim. Deniz mahsulleri, Calvados’u, peynirleri ve krepleriyle ünlü Normandiya bölgesini muhakkak görün.
 
Gezimize Paris-Orly havaalanından kiraladığımız arabamızla hiç şehrin içine girmeden dört gece kalacağımız Deauville’e doğru yol alarak başladık. İlk lezzet molamızı öğle yemeği için durduğumuz ‘Le Moulin de la Reillère’de verdik. Bu rustik lokantanın bahçeye bakan terasında dülger balığı ve ördek göğsü ile damaklarımızı şenlendirdikten bir buçuk saat sonra Deauville’e vardık. Otelimiz Royal-Barrière’in okyanus manzaralı 313 nolu odasına keyifle yerleştik.
 
Deauville Paris ve diğer büyük şehirlerde oturan hali vakti yerinde fransızların sayfiye yerlerinden biri. Temmuz ve Ağustos aylarında turist kaynıyor. Şık butikleri, güzel lokantaları ve gelgit olayını rahatlıkla izleyeceğiniz kumsallarıyla çok keyifli bir yer. Biz burayı merkez alarak kısa günlük araba yolculukları ile Normandiya’nın diğer şirin sahil kasabalarını ve Calvados bölgesinin iç köylerini gezdik.
 
Keyif aldığım bu köy ve kasabalara geçmeden evvel size Deauville’deki iki lokantadan bahsetmek istiyorum. İlginç isimli şef Vingttrois Fabrice’in yönettiği fransız usulü bir et lokantası ‘La Flambée’. Şef ızgara başında devamlı et ve balık kızartıyor. Benim yediğim antrikot ve eşimin yediği ‘Moule - Frites’ (midye ve patates kızartması) muhteşem lezzetliydi. Bir şişe serinletilmiş Crozes-Hermitage 1998 şarabı ile damaklarımız bayram etti.
 
Diğer çok keyif aldığımız lokanta ise ‘Le Ciro’s’. Kaldığımız otelin hemen önündeki kumsalda deniz manzaralı çok keyifli bir lokanta. Yaz akşamları 10:30 sularında şarabınızı yudumlarken güneşin denize batışını seyretmek ayrı bir keyif veriyor insana. Alsace bölgesinin Pinot Noir ‘Schlumberger’ 2001 şarabını seçerek lezzet festivaline başladık. Eşim başlangıç olarak somon, levrek ve ton balığı tartarı şeçti. Nefisti. Ben ayıklanmış iri pavurya salatası istedim biraz fazla mayonezli idi. Ana yemek olarak sadece o kıyılarda çıkan mavi ıstakoz salatası ve İskenderun karideslerinin en az üç misli irilikteki ızgara dev karideslerini afiyetle yedik. Hafif olsun diye tatlı olarak akasya ballı fırında ananası bölüştük. Deauville’de yediğimiz en keyifli ve en lezzetli yemekti.
 
Gündüzleri araba ile yakınlardaki köy ve kasabaları gezdik. Peyniri ile ünlü Pont l’Evêque, Beuvron-en-Auge ve Beaumont-en-Auge keyif aldığımız yerlerdi. Öğlenleri buralarda yerel peynirlerle hazırlanmış galette ve çikolatalı krepleri ‘cider’ (elma suyundan yapılan alkol derecesi düşük bir içki) eşliğinde keyifle yedik.
 
 
 
İki yarım günümüzü Deauville’e 20 km uzaklıktaki şirin Honfleur sahil kasabasında geçirdik. Limanı, cafeleri ve deniz mahsulü restoranları ile görülmeye değer bir yer Honfleur. Honfleur’e girişte daha evvelden çok yerde okuduğum ve haftalar önce yer ayırttığım ‘Ferme Saint-Siméon’da yediğimiz öğle yemeği gezinin lezzet zirvesi idi. 29 odalı çok rustik bir otelin bahçesindeki bu lokantaya böyle bir gezi sırasında muhakkak gidilmeli. Servis şefi Pascal Briére’in tavsiyesi üzerine buz gibi bir Chateaux de Maligny 2003 Chablis şarabı ile yemeğe başladık. Yemekler gelmeden ikram edilen bıldırcın yumurtalı sebze ‘caponatası’ sonradan geleceklerin lezzetli bir habercisi idi. Ben ‘Tourville’ usulü ıstakoz yedim. Istakoz suyu ve domatesle pişirilmiş risotto eşliğindeki bu tabak inanılmazdı. Eşim su teresi püresi ile servis edilen kalkan filetosunu keyifle yedi. Eşim ‘Pommes, pommes, pommes’ diye adlandırdıkları elmalı dondurma üzerine Calvados dökülerek hazırlanan nefis bir tatlı yedi. Elmalı dondurma bulabilirseniz ve de Calvadosunuz varsa çok kolay ve fakat o denli lezzetli bir tatlı olarak evlerinizde misafirlerinize sunabilirsiniz.
 
 
İkinci öğle yemeğimizi Pascal’ın önerdiği liman manzaralı L’Ecailleur restoranında yedik. Honfleur’ün içindeki bu deniz ve dalgıç gereçleri ile süslenmiş bu küçük mekan çok hoşumuza gitti. Ortaya konan deniz mahsulleri tabağını iki bardak Sancerre eşliğinde keyifle yedik. Çok iri bir deniz minaresini andıran ‘Bulots’ eşimin çok hoşuna gitti ben yine iri karidesleri tercih ettim .
 
Bundan sonraki yazılarımda bu gezimizin Brittany bölgesinde tuttuğum keyif notlarını size ileteceğim. Bana iletmek istediğiniz görüşleriniz veye keyif notlarınız varsa lütfen tuluybey@ergorul.com adresine yazın.
 
Çevrenizdeki her güzelliğin, her yudumun ve her lokmanın keyfinize keyif katmasını dilerim.
 
ADRESLER:
Hotel Royal – Barrière bd E. Cornuché – Deauville
Tel: +33 2 31 98 66 33   Fax: +33 2 31 98 66 34
royal@lucienbarriere.com
CIRO’S prom Planches – Deauville
Tel: +33 2 31 14 31 31   Fax: +33 2 31 88 32 02
FLAMBEE 81 rue Général Leclerc – Deauville
Tel: +33 2 31 88 28 46   Fax: +33 2 31 88 28 46
FERME SAİNT-SİMEON rue Adolphe-Marais, 1460 Honfleur
Tel: +33 2 31 81 78 00   Fax: +33 2 31 89 48 48
L’ECAILLEUR 1 rue de la Republique , 14600 Honfleur
Tel: +33 2 31 89 93 34
 
 
 
09 - Normandy
Temmuz 2005