Tuluy bey keyİf notlarI
 
 
 
Rengarenk çiçeklerle dolu, lezzetli menüler ve damağınızı okşayan yöresel şaraplarla bezenmiş bir ‘uzun’ haftasonu tatiline ne dersiniz? Tabiiki evet. O zaman Perşembe günleri LYON’a giden THY uçağını yakalayın. Hava alanından kiralıyacağınız araba ile bir saat içersinde Lyon’unu kuzeyinde VONNAS köyünde olursunuz. Bu büyük bir çiçek bahçesini anımsatan köye aslında “GEORGES BLANC KÖYÜ” demek  daha yerinde olur.
 
1872 yılından beri Blanc ailesi tarafından işletilen bu gastronomi yuvası ilk ününü Georges Blanc’ın anneanesi ve annesi ile yapmış. ‘Mère Blanc’ takma adıyla o devrin en iyi ahçısı ünvanını alan bu hanımlardan Georges Blanc mutfağı 1965 de devralmış. 1968 yılında da sonradan lüks bir otel haline getirdiği eski bir oteli işletmesine katmış.
 
 
 
Bugün sadece Vonnas’ta, aynı Pazar meydanı etrafında, üç oteli, iki restaurant’ı, bir şarap ve şarküteri satan dükkanı ve bir de hediyelik eşya mağzası bulunmakta. Şef Blanc’ın Lyon’da, Saint-Laurent-Sur-Saône’da ve  Bourge-En-Bresse’de de lokantaları var. Ama kendisi benim gittiğim her sefer Vonnas’taydı.
 
Bu nedenle size tavsiyem Vonnas’taki ana otelde kalmanız. Gitmeden Veyle nehrine bakan odalardan birini ayırtmanız. Fiyatlar 150€ ile 500€ arasında değişiyor. Ben 25 nolu odada 250€‘ya kalmıştım. Oda rahat, balkonu muhteşem keyifli idi.
 
Bu otel ve lokantanın girişi ve koridorları aile resimleri ve burada kalmış veya yemek yemiş ünlülerin imzalı resimleri ile dolu. Yves Montand’dan Nicole Kidman’a, Gorbatchev’den Giscard D’Estaing’e yüzlerce ünlünün resimleri bunlar.
 
Tabiidirki ilk gece ve son gece Georges Blanc’ın dünyaca meşhur lokantasında da yer ayırtılacaktır. İçkilerinizi ve içiyorsanız sigara ve purolarınızı lokantanın önündeki bar kısmının rahat koltuklarda alabilirsiniz. Her ünlü lokantada olduğu gibi burada da sigara ancak barda içiliyor.
 
Lezzet keyfi ve tat cümbüşü içkilerle gelen minik tadımlıklarla başlıyor. Hergün taze taze hazırlanan bu üç dört çeşit tadı damağınızda hissedince birazdan içerde neler olabileceğini hayal etmeye başlıyorsunuz. Tam bu arada yemek ve şarap menüleri geliyor. 98€ ile 220€ arası set menüleri var ama ben, eşim ve beraber gittiğim dostlarım her seferinde alakart seçtik.
 
Son gidişimde grapefruit ve incir kompotu ile servis edilen sıcak ve soğuk şekilde hazırlanmış kaz ciğeri ezmesi ile başladı lezzet serüveni, eşim çok leziz ve hafif ıstakoz salatası aldı başlangıç olarak. Ucundan tadınca aklım kalmadı değil. Ana yemek olarak ben; biber sosunda marine edilmiş, sultani üzümle tadlandırılmış soğan chutney’si ve erişte şeklinde hazırlanmış kereviz ile servis edilen pamuk gibi geyik bonfilesi yedim. İnanılmazdı. Her mevsim varmı bilmiyorum. Bir diğer seçim tarhun otu ile tadlandırılmış şampanya soslu deniz levreği filetosu idi. Okadar beğendikki tarifini aldık  Şef Blanc’dan. Portakallı çikolata tatlısını bölüştük . Yemeğimizle Côte de Nuit -Jayer 1998 şarabı içtik, bu da keyfimize keyif kattı. Şaraba barda “Hoyo de Monterrey - Epicure No:2” ile devam ettim. Bu puro ile tabiiki kahve içtim ve yanında okadar lezzetli minik tatlı çeşitleri getirdilerki yemekten sonra tatlı almadığıma sevindim.
 
 
Ertesi gün, yani Cuma günü, keyifli bir kahvaltıdan sonra 23km uzaklıktaki Bourg-en -Bress’e gidilmeli. Tavuklarıyla ünlü bu yörenin tarihi küçük bir şehri. Her türlü alışverişi var. Hanımlar çok memnun kalacaktır. 14. asırdan kalma Brou kilisesini mutlaka gezin. Kilisenin tam karşısındaki “AUBERGE BRESSANE” yörenin sembolü olan ünlü tavuklarını tatmak için çok güzel bir fırsat.
 
İkinci gece için kaldığınız otelin tam karşısında  Blanc ailesinin ilk lokantası var: “L’ANCIENNE  AUBERGE”. Rustik, ucuz ve lezzetli yemekleri olan bir lokanta. Dört çeşit seçmeli set menüsü 42€. Georges Blanc tarafından işletilen bu lokanta da çok keyifli bir yer. Macon veya Beaujolais yörelerinin şaraplarının içileceği bir yer.
 
Cumartesi günü için tavsiyem, hava güzel ise, köyde kısa bir yürüyüşten sonra Macon bölgesinde daracık köy yollarından geçerek şarap üreticilerini gezmeniz. Hem şarapların nasıl yapıldığını anlatırlar hemde tadım yaparsınız. Birer ikişerde yöresel şaraplardan alırsınız. Alırken çok çekici gelmeyen bu şaraplar, bir zaman sonra o güzel geziyi size anımsattığı için değme şaraptan daha lezzetli, aromalı ve keyifli geliyor insana. Acıktığınızda bir köy kahvesinde peynir tabağı ve o yörenin açık şarabı ile sizi bekleyen Georges Blanc’ın nefis akşam yemeğine altlık yapabilirsiniz. Bu günlük geziniz için ayıracağınız zamana göre otelin resepsiyonundan size uygun program tavsiyesinde bulunabilirler.
 
Güzel bir tabiat dokusu ve rengarenk çiçeklerin eşliğinde yapılan bu sonradan çok anacağınız kısa gezi dönüşü akşama hazırlık dinlenmesini odanızda veya otelin nehire bakan terasında yapabilirsiniz. Çok renkli bitki örtüsü arasından akan bu su bana nehirden ziyade dere gibi geldi ama sakın bizim Kurbalıdere ile özleştirmeyin. Kenarlarında heykelcikler, üstünde yeşil bitkileri ve çiçekleri olan suyu biraz bulanık ama kokusuz bir dere.
 
Son geceyi, yani Cumartesiyi, yine “GEORGES BLANC”ın lezzetli mutfağına ayırın mutlaka. Eminim 62 yaşındaki güler yüzlü Şef sizi barda karşılıyarak hoş geldiniz diyecektir. Türkiyeden geldiğinizi söyleyin sohbet etme fırsatınız olursa. Kendisi İstanbul’u çok seviyor. Bundan on-onbeş sene evvel Swiss Hotel ve Kempinsky de yapılan organizasyonlarla üç kere ülkemize gelip yemek yapmıştı. Bunları size keyifle anlatacaktır.
 
Bu son akşam yemeğinde sizlere birkaç tavsiyem var. Mevsimine rastlarsanız Atlantik pavuryası ve yeşil asparagus uçları ile yapılmış çok leziz bir soğuk başlangıç ile lezzet keyfine başlayabilirsiniz. Ana yemek olarak yörenin sembolü olan ve Şef Blanc’nın yarattığı kaz ciğeri soslu BRESSE tavuğunu oralara kadar gitmişken yemeniz lazım.
 
Georges Blanc bu yemeği 27 Haziran 1996 da Lyon’da toplanan G-7 Dünya Başkanları Toplantısı için özel olarak hazırlamış. O günden beri her menüsünde yer alıyor. Denemelisiniz bu ayrıcalıklı lezzeti.
 
Deniz mahsulü ve tavuk yediğinize göre yemekte size tavsiyem  7-8 senelik bölgenin belkide Fransanın en ünlü beyaz şarabı buz gibi bir “CHABLIS GRAND CRU”.
 
Yemek sonrası barda “COHIBA - SIGLIO NO.III” purosu  eşliğinde  bir kadeh “ARMAGNAC” veya “HENNESSY” konyağa kimsenin hayır diyeceğini sanmıyorum.
 
Uzun hafta sonu gezinizin son günü Pazar. Lyondan THY öğleden sonra kalktığı için son alışverişe vaktiniz var. Otopark olarak kullanılan Pazar Meydanının karşısındaki şarap satan kava ve hediye mağzasına uğrayarak bavulunuzdaki son boşlukları da doldurabilirsiniz. Alacağınız bir iki şişe şarap ve ufak hediyeliklerle evinize döndüğünüzde de bu keyifli geziyi anımsatacak ve dostlarınıza anlatacak imkanı yaratmış olursunuz.
 
Çevrenizdeki her güzelliğin, her lokmanın ve her yudumun keyfinize keyif katmasını dilerim.
 
ADRESLER:
 
GEORGES BLANC:    Place du Marché  01540 Vonnas - France
    Tel: +33 4 74 50 90 90    Fax: +33 4 74 50 08 80
    E-mail rezervasyon: blanc@relaischateaux.fr
    Web sitesi: www.georgesblanc.com
 
AUBERGE BRESSANE:    Face Église de Brou, Bourg-en-Bresse
    Tel: +33 4 74 22 22 68  Fax: +33 4 74 24 73 69
    E-mail: info@aubergebressane.com
 
 
02 - Georges Blanc
Temmuz 2004